YELIZ Admin
Nombre de messages : 269 Date d'inscription : 07/03/2007
| Sujet: Afyon 03 Mer 11 Avr - 8:40 | |
| TARİH ÖNCESİ ÇAĞLAR
Afyon ilinde bulunan höyüklerin açılması, ve incelenmesi sonucu bu bölgedeki ilk yerleşimin KALKOLİTİK (Taş ve Maden Devri M.Ö.4000) çağda olduğu belirlenmiştir. Ayrıca yapılan kazılarda M.Ö.2500-2000 yıllarına ait bulunan uygarlık kalıntıları bu tarihlerde Afyon ve çevresinde HATTİ kültürünün başladığını göstermektedir. Bu kültürü sürdüren HİTİTler günümüze kadar gelen bir uygarlığın yaratıcısı olmuşlardır.
M.Ö.1200 yıllarında FRİGler Afyon bölgesine girmişler ve DİNAR ilçesine kadar yayılmışlar ve DİNARI zengin ve büyük bir yerleşim yeri durumuna getirmişlerdir. Bu devire ait İhsaniye ilçesi çevresinde (Ayazin, Karacaahmet, Döğer, Üçlerkayası) bulunan kalıntıların M.Ö.600-500 tarihlerinde yapıldığı sanıldığına göre Friglerin afyon ve çevresinde Perslerin Anadolu egemenliğine kadar kaldıkları söylenebilir.
M.Ö.500lü yıllarda doğunun büyük devleti Persler Lidyalılarla yaptıkları savaşı kazandıktan sonra Anadoluda egemenlik sürdürmüşlerdir. Bu dönemde merkezden atanan satraplarla (Vali) idare edilen Pers egemenliği sırasında Satrap Kyros Dinar ilçesinde büyük bir saray ve saray içerisinde yabani hayvanların barındığı bir park yaptırmıştır. Afyon ve çevresinde yerleşmelerine rağmen Pers imparatorluğu kalıntılarına rastlanmamaktadır.
M.Ö.300lü yıllarda Pers İmparatorluğunun Büyük İskenderin ordusu tarafından yenilmesiyle birlikte bu bölgede Helenizm devri başlamıştır. Büyük İskenderin Babilde ölümüyle birlikte komutanları ele geçirilen bölgeleri paylaşabilmek için mücadeleye başladılar. Mısır, Babil ve Makedonyaya sahip komutanlar ile Anadoluya hakim komutan arasındaki mücadele Çay ilçesinin bulunduğu yerde yapılmıştır. Böylece Afyon bölgesi Babil hakimi komutan Seleukosun hakimiyeti altına girmiş oldu. Seleukosların merkezi Antiokhia (Yalvaç) şehri olmuştur. Kısa süren egemenlikleri süresince uygarlık anlayışları ile ilgili izler bırakmamışlardır.
M.Ö.100lü yıllarda Roma senatosu aldığı bir kararla Anadoluda bir Asya devleti kurulmasını gerekli görmüş ve Spartacus isyanının bastırılmasıyla birlikte Anadoluyu Ermenistana kadar ele geçirmiştir.Afyonun bu devirdeki adı AKRONİUMdur. SYNNADA (Şuhut) şehrinde bulunan paralar üzerinde görülen haşhaş bitkisi resimleri Afyon ve çevresinde haşhaş üretiminin tarihsel sürecinin eskiye dayandığını göstermektedir. Afyon ve çevresinde yapılan kazı araştırmaları sonuçlarına göre bu bölgedeki Roma egemenliğinin M.S.400lü yıllara kadar uzanmaktadır.
Batı romanın tamamen ortadan kalkmasından sonra, doğuda egemenliklerini sürdüren (Yeni Romalılar) Bizanslılar zamanında Şuhut ilçesi (Synnada) Frigyanın prenslik merkezi, Amoriumda önemli şehirlerindendi. Bayat ilçesi(Abassum), İscehisar ilçesi(Docimeum) ve İhsaniye ilçesi Ayazin köyü çevresinde görülen oyma kilise ve manastırlar ve dini yapılara ait kalıntıların M.S.600-1000 yılları arsında yapıldığı sanılmaktadır. Tarihsel kalıntıların niteliği bu bölgenin dini merkez olarak seçilmiş olduğunu göstermektedir.
Selçuk Türklerinin Anadolu fethine başladiklari tarihte Afyon, merkezi Konya(Conia) olan Anatolik eyaletine bagli bulunmaktaydi. Süleyman Şah komutasindaki ordunun Anadolunun içlerine kadar girmesiyle birlikte Afyon ili Selçuklu egemenligine girmiştir ve 11. yüzyil sonlarinda kurulan beylikler döneminde Süleyman Şah idaresindeki beylige baglanmiştir. Anadoluda kurulan beyliklerden Sahip-Ata ogullari beyliginin kurucusu Sahip-Ata Fahrettin Ali yaşamini sürdürmek amaciyla Afyonu malikane olarak almiştir. O döneme kadar Kara hisar denilen şehre Kara-Hisar-i Sahib denmiştir.Germiyan beyi 2. Yakup Samiminin vasiyeti ile Afyon ve çevresi 2. Murata birakilmiştir. Böylece Afyon ili Osmanli yönetimine geçmiştir.
1900'lü yılların başında Osmanlı İmparatorluğu gücünü ve etkinliğini kaybedince Afyon ve çevresi işgalci devletlerin egemenliği altına girmiştir. Ordu karargahlarının, cephaneliklerin ve askerlerin büyük bölümünün bu çevrede konuşlanmış olması Kurtuluş Savaşı açısından Afyonun kesinlikle alınmasını gerektirmiştir. 30 Ağustos 1922de Afyon ve çevresinden düşman askerleri temizlenmiş ve Afyon ili yeniden Türk egemenliğine girmiştir.
Afyon Coğrafyası Ege Bölgesi'nin İç Batı Anadolu bölümünde yer alan Afyon ili, coğrafi konum itibariyle Marmara ve İç Anadolu bölgelerini Ege ve Akdeniz bölgelerine bağlayan bir geçit, bir eşik durumunda olması nedeniyle tarih boyunca doğu ile batı, kuzey ile güney arasında bir köprü, bir intikal bölgesi olmuştur. M.Ö. Üçbinden başlayarak bilinen beşbin yıllık bir tarihe sahip olan ve sırasıyla Hititler, Frigler, Lidyalılar, Persler, Hellenler, Romalılar, Bizanslılar, Selçuklular ve Osmanlılar'ın hüküm sürdükleri Afyon İli, ülkemizin üç coğrafi bölgesinde yer alması ve geçit olma özelliği nedeniyle Anadolu'nun Kilidi haline gelmiş. Anadolu'nun üstünlüğünü ele geçirmek ya da korumak için yapılan büyük savaşlardan olan İpsos (M.Ö.301), Miryakefalon (1176) ve Büyük Taarruz (1922) savaşları Afyon topraklarında cereyan etmiştir. Geçiş ve kavşak bölgesi olması nedeniyle Hititler Arzava seferine giderken Afyon'dan geçmişler; Frigler sonunda gelip Afyon'a yerleşmişlerdir. Persler Apameia'yı (Dinar) merkez edinmiş. Roma ticaret yolları Afyon'da düğümlenmiştir. Bizanslılar Amorium'u (Emirdağ) askeri üs yapmış, Araplar ve Türkler Anadolu'nun kilidinin Afyon'un alınmasıyla açılacağını düşünerek Afyon'a saldırmış, Haçlı Seferleri buradan geçirilmek istenmiştir. Selçuklular Afyon'u üs olarak kullanmış, Osmanlılar, Anadolu'nun Osmanlılaşması için Karamanoğulları üzerine buradan sefer düzenlemiş, Anadolu'da egemen olmak isteyen Yunanlılar da yine stratejik öncelik verdikleri Afyon'da üstlenmişlerdir. Son olarak Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Paşa komutasındaki Türkiye Büyük Millet Meclisi Ordularının en büyük zaferine ev sahipliği yapmıştır.
Böylesine tarihi ve stratejik bir öneme sahip olan Afyon İlinin günümüzde mermeri, Termal kaynakları, kaymağı, sucuğu ve haşhaşı ile de haklı bir ünü bulunmaktadır. Bütün bunlara ek olarak eşsiz doğal ve kültürel varlıkları da önemli bir turizm potansiyelini oluşturmaktadır. Afyon Valiliği tarafından Afyon'a ait tüm değerlerin doğru bir tanıtımını yapmak amacıyla hazırlanan Anadolu'nun Kilidi AFYON adlı kitap yaklaşık bir yıl süren bir çalışma ile tamamlanmıştır. Bir açık hava müzesi niteliğindeki Afyon İlini mümkün olduğunca bütün özellikleri ile ortaya konulmaya çalışıldığı bu eser, ili yakından tanımak isteyenlere sunulmuş bir bilgi demetidir.
Anadolunun Kilidi Afyon Kapak Giriş ve İçindekiler Afyon İli Coğrafyası ve Ekonomisi Afyon İli Coğrafyası ve Ekonomisi - 2 Afyon Tarihi Afyon Tarihi -2 Afyon Tarihi - 3 Milli ve Mücadele Yıllarında Afyonkarahisar Milli ve Mücadele Yıllarında Afyonkarahisar - 2 Bölüm 3 Taşınmaz Kültür Varlıkları Taşınmaz Kültür Varlıkları - 2 Taşınmaz Kültür Varlıkları - 3 Afyon Müzeleri ve Afyon Valiliği 2003 yılı Restorasyon Projeleri Bölüm 4 Afyonkarahisar' da Eğitim Afyonkarahisar' da Eğitim - 2 Afyonkarahisar' da Eğitim - 3 Ünlülerin Okulu Afyon Lisesi Bölüm 5 Afyonkarahisarda Edebiyat Bölüm 6 Afyonda Sanat Afyon' da Sanat - 2 Afyon' da El Sanatları Afyonkarahisar Halk Kültürü Afyonkarahisar Halk Kültürü - 2 Bölüm 8 Afyonda Turizm Afyon' da Turizm - 2 Afyon' da Turizm - 3 Afyon' da Turizm - 4 Afyon' da Kutlanan Belirli Gün ve Haftalar Afyon Kronolojisi M.Ö. 2000-1200 Hitit egemenliği M.Ö. 1200-660 Frig egemenliği M.Ö. 660-546 Lidya egemenliği M.Ö. 546-333 Pers egemenliği M.Ö. 333-281 Helenistik dönem M.Ö. 281-261 Selökidler dönemi M.Ö. 261-133 Bergama krallığı dönemi M.Ö. 133-M.S. 395 Roma imparatorluğu dönemi M.S. 395 Bizans egemenliğinin başlaması 666 Abbasi halifesi Muaviyenin oğlu Yezidin Emirdağı alması 717 Mesleme ordusunun Afyonu yıkması 739 Emevilerin Afyonu ele geçirmeleri 1068 Selçuklu döneminin başlamasi 1176 Miryokefalon savaşi 1243 Beylikler döneminin başlamasi 1382 Afyonun Osmanlı egemenliğine geçmesi 1402 Afyonun Germiyan beyliğine geçmesi 1415 Afyon sancağının Kütahya vilayetine bağlanması 1428 Afyonun tekrar Osmanlı beyliğine geçmesi 1602 Deli Hasan isyanı 1604 Uzun Hasan isyanı 1648 Haydaroğlu Mehmet isyanı 1649 Abaza Hasan Paşa isyani 1650 Yeğen Hasan Paşa isyanı 1690 Ceridoğulları isyanı 1867 Afyonun mutasarrıflık olması 1917 Bağımsız mutasarrıflık olması 16 Nisan 1919 Fransızlar Afyon istasyonunu işgal etti 21 Mayıs 1919 İtalyan birliği Afyon istasyonunu işgal etti 17 Mart 1920 İtalya ve Fransanın Afyondan çekilmesi 28 Ağustos 1920 Mustafa Kemal ve Fevzi Çakmakın Afyona gelişi 28 Mart 1921 Yunanlıların Afyonu işgali 08 Nisan 1921 Yunanlıların işgali kaldırması 13 Temmuz 1921 Yunanlıların ikinci defa Afyonu işgali 12 Eylül 1921 Sandıklının kurtuluşu 24 Eylül 1921 Bolvadinin kurtuluşu 24 Eylül 1921 Çayın kurtuluşu 26 Ağustos 1922 Afyon cephesinde büyük taarruzun başlaması 27 Ağustos 1922 Afyonun kurtuluşu EVLİYA ÇELEBİYE GÖRE AFYON Buraya Karahisarı Sahip derler. Sultanlık defterinde böyle yazılıdır. Sancak Bey iki tuğludur. Ulaması çoktur. Halkı gayet iyidir. Kalede üç buğday ambarı ve cephane hazineleri ve 7-8 adet su sarnıcı vardır. Kapıları daima kapalı durur. Yılanı ve çıyanı gayet çoktur. Kimseler yoktur. Daire biçimindeki kale çevresi iki bin adımdır.
Etrafı köy ve kasabalar, bağ ve bahçelerle süslüdür. Bu üç kale kapısından yukarı ve aşağı ne at nede katır inip çıkabilir. Orta hisarın kapısı kıbleye karşıdır... Bu şehrin hangi evine girersen bir saray görünür. Misafirhanesi ve haremi ayrıdır. Geniş avlular içindedir.
Mükellet ve Müzeyyen İmaret camisi burma minarelidir ki misli Bursa şehrinde ola... Hastalara şifa veren bir hamamı, yetmiş hücreli medresesi vardır... Yedi tekke vardır... Beş hamamı vardır... İki çarşısı vardır... Saraçhanesi hiçbir diyarda yoktur... Burada işlenen besatları hiçbir diyarda işlenmez...
Zira Karahisar köselesi, sahtiyan ve gönleri pembeye çalan renktedir. Yüz dükkanlık tabakhanesinde üç bin kişi çalışır. Dükkanları şehrin dışında, derenin iki kenarındadır. Ayrı cami ve mescitleri vardır. On dokuz tüccar hanı vardır...
Çarşi pazari öyle kalabaliktir ki, insan insanin omuzunu sökemez. Zira büyük şehirdir ve çevresi gayet mamur kasabalardir. Nimetleri çoktur. Gayet mümin kimselerdir. Amma halkinin rengi sariya meyyaldir.
Zira bu bölge afyon bölgesidir ve ekseriya afyon tiryakisidir. Havasi ve suyu güzel oldugu için nane çöpü gibi, lades kemigi gibi arik ademler degillerdir. Bütün halk çuha, ferace ve kontoşlar giyerler. Alim ve zenginleri samur ve sof ferace giyip gezerler. Halki ekseriya mevlevi oldugu için külah üzerine beyaz sarik sararlar ve cümle beyaz çar bürünürler... Halki gayet zekidir. Okumuşu ve düşünürü çoktur...
Bu şehir münevver ve ruhani bir şehirdir. Insan bu şehre girince, kalbi, gözü açilir, bag ve bahçelerinde gami dagilir, canina can gelir...
| |
|